5 Ocak 2015 Pazartesi

DAVET!..

DAVET!.. (*)

Yirminci yy’ın en tanınmış mistiklerinden (mistik: Evreni Tanrı olarak ya da Tanrı’yı evren olarak gören) Bhagwan Shree Rajneesh’e yöneltilen bir sorunun cevabı ve benim görüşüm…

Soru : Toplumsal kuralların insanlar için temel bir ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Lütfen bireyle toplum arasında ne türden bir ilişki olduğunu ve birbirlerine gelişme konusunda nasıl yardım edebileceklerini açıklar mısınız?

Bhagwan Shree Raljneesh : Bu çok karmaşık, ancak aynı zamanda çok temel bir soru. Tüm varoluşun içinde sadece insanın kurala ihtiyacı vardır. İnsanın kurallara ihtiyacı olmasının ardındaki neden onun hayvan olmaktan çıkması, ancak henüz bir insan haline de gelememiş olmasındandır.

Hayvanlar kurallar, kanunlar, anayasalar, mahkemeler olmadan mükemmel olarak yaşarlar... Şayet insanoğlu gerçekten insan olabilirse-sadece lafta değil, gerçekte de- hiçbir kurala ihtiyaç duymayacaktır.

Bugüne kadar bunu çok az insan hayata geçirebilmiştir. Örneğin, Sokrates, Zerdüşt, Bodhidharma gibi adamlar için hiçbir kurala gerek yoktur. Eğer tüm toplum insan olma yönünde hakiki anlamda bir evrim geçirebilirse, sevgi olacaktır ama kanun olmayacaktır…

Sorun, insanın bir hayvanın sahip olduğu doğal davranışları henüz elde edememiş olması nedeniyle kurallara, kanunlara, mahkemelere, ordulara, bir polis gücüne ihtiyaç duymuş olmasıdır. İnsan bir kaostur. Bu kaosu kontrol etmek, (denetim altında tutabilmek)  için sayılan şeylere ihtiyaç vardır…

Galip Baran : Ben (a) “Yurdu ve milleti özden çok sevme ilkesi” ni, (b) “yaradılanları Yaratan’dan ötürü sevme ilkesi”ni özümsemiş bir insanım…“Benim için de, ne yasaya ne de anayasaya ihtiyaç yoktur”…

Sözü edilen ilkeler hayata geçtiğinde, ne bu ülkede ne de bu gezegende, adaletin sorun olmayacağını, bu kadar çok polise, savcıya ve hakime gerek kalmayacağını, “Yurtta ve Dünyada Barış”ın ilk adımlarının atılacağını İDDİA EDİYORUM

SONUÇ OLARAK: Bu gezegenin sakinlerini o ilkeleri özümsemeğe DAVET EDİYORUM… 19. 05. 2012

Bilinç Üniversitesi  kurucusu
Bilinçolog Galip Baran

Bilinç Üniversitesi’nin
(a)    İşlevi: “Bilgi Çağı”  üniversitelerinin, zamanla Bilinçoloji Ana Bilim Dalına dönüşebilecek “Bilinç Enstitüsü” ya da “Bilinç Kürsüsü” gibi bölümler kurmalarına yardımcı olmak; böylece, yalnız bilgili değil aynı zamanda bilinçli mimar, mühendis, doktor, sosyolog, psikolog, antropolog  v.b. meslek mensuplarının yetişmesine katkıda bulunmak.
(b)  Kuruluş amacı:  “Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu” bir dünya düzeni kurmak.

* (“Özgürlük”/ OSHO Ganj yayınları/ sayfa 14-15)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder