“Gerçek barışa, ancak 'kişisel barışla' varılır.”
(Cumhuriyet/ 6. 07. 1994)*
‘Nobel Barış Ödülü’ sahibi, Tibet’in sürgündeki Budist Lideri Dalai Lama “ Dünya evimize benzer. Evrende başka bir ev bulma olanağımız- en azından yakın bir gelecekte- yoktur. Onun için yalnızca kendi kuşağımız için değil, gelecek kuşaklar için de bu evimize iyi bakmamız gerekiyor.” Dedi.
Cumhuriyet’in “3.Binyıl’a Doğru” projesine ‘Çevre ve Ahlâka Budist Yaklaşımı’ başlıklı bir yazı ile katılan Dalai Lama’nın makalesini özellikle bugün yayımlayarak kendisinin 59.doğum yıldönümünü de kutlamış oluyoruz.
‘Dalai Lama’ unvanına sahip Tenzin Gyatse, “Dünyadaki canlıların içinde akıl ve konuşma yeteneğiyle ödüllendirilmiş tek canlı türü olan insanoğlu, çevreyi ve eko-sisten içinde yer alan tüm türleri korumakla yükümlüdür” diyor.
Dalai Lama; Budizm inancına göre gerek çevre gerek içinde yaşayanların şu beş ana maddeden oluştuğunu belirtti: “Toprak, su, ateş, rüzgâr ve boşluk, yani uzaydır. Bu beş ana maddeden ötürü, doğal çevreyle içinde yaşayan, duyan, hisseden canlılar arasında çok yakın karşılıklı ilişkiler vardır. Budist öğretisine göre en iç bilinç ‘yaratıcı’nın ta kendisidir.”
Dalai Lama, “Yalnız öteki insanlarla değil, tüm canlılarla ve çevremizle de çok nazik ve şiddetten uzak ilişkiler kurulması gerekir. Bu, bence bir ahlâk sorunu değil, yaşamımızı sürdürebilmemizin koşuludur. Yalnız bu kuşağın değil, ileriki kuşakların da yaşamını sürdürebilmesinin koşuludur.” diyor.
“Bilim ve teknoloji insanoğlunu ve dünyayı tutsak etmemelidir.” diyen Budist Lider, “Nadir olduğunu bildiğimiz birçok doğal harikalar, hayvanlar, bitkiler, böcekler, hatta mikroorganizmalar gelecek kuşaklarca hiç tanınmayacaklar.Gelecek kuşakların da onları bizler gibi tanımasını istiyorsak, hemen harekete geçmemiz gerekiyor” diye yazdı.
‘İnsan aklı’ ya da ‘bilinci’nin, ‘insan kaynaklı sorunların çözümünün anahtarı’ olduğunu söyleyen Dalai Lama, “Dünyada gerçek barışa kişisel barışla varılabilir. Burada kişinin sorumluluğu çok açıktır; çünkü önce kişinin öz benliğinde bir barış havası yaratılmalı, sonra bu, aileye, topluma ve giderek dünyaya yayılmalıdır.”
Doğaya özen gösterilmesi durumunda “o zengin, verimli, ve bitmez tükenmez bir kaynak olur” diyen Dalai Lama ‘yaşam’ı şöyle dile getirdi:
“Çevreyi korumak yalnızca dünyayı değil, aynı zamanda öteki canlıları korumak anlamına geliyor. İnsan gibi çok gelişmiş türlerden ya da daha basit türlerden hayvanlar da olsalar, tüm canlılar barış, huzur ve güven ararlar. Yaşam, ‘dilsiz’ hayvanlar için de--her hangi bir insan için olduğu kadar- değerlidir.”
(*) : Bilinçolog Galip Baran arşivinden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder