15 Ağustos 2014 Cuma

SEÇKİLER…

İlahi vazife, yani Tanrı’ya karşı vazife, her an, her yerde devam eder. İnsan dünya hayatı içinde ne iş yaparsa yapsın, kendi arzusu, kendi vicdanı ve kendi İlâhi Vazife aşkı ile insanlara yardımcı olabilmeyi ön plana almalıdır. 
“İlâhi Vazife Ve Yüce Yol”/Mehmet Fahri Öğretici
*
Yeniden genç bir adam olsam, bilimci, akademisyen ya da öğretmen olmak istemem. Mevcut koşullarda muslukçu ya da seyyar satıcı olmak isterdim.” diyen Einstein’in düşünceleri içinde “başkaları için yaşamak” kavramı, denebilir ki en geniş yeri tutuyor ve bu kavramın özveriyle bir ilgisi yok. Çünkü insan olmamızın ve mutluluğun koşuludur bu: “Sadece başkaları için yaşanan bir hayat, yaşamaya değer bir hayattır”. “Her gün, yüz kez kendime, içsel ve dışsal yaşamımın öbür insanların emeklerine dayandığını anımsatırım ve aldığım kadarını vermeğe çalışırım ki hala almaktayım”.
Ataol Behramoğlu/ “Bilgin ve Bilge” Cumhuriyet/ 05. 08. 2000
Yediklerimizin dörtte biri hileli
İstanbul’da sağlığa aykırı 12 ton gıda imha edildi, yüzlerce firma mühürlendi, standartlara aykırı çalışanlar savcılığa verildi.
Filiz Çiçek Bil/ Sabah/ 14. 01. 2000
*
“Work togather for he benefit of all mankind”
Ten Commandment
*
İmkânsız; bu dünyayı değiştirebilecek gücü içlerinde keşfetmek yerine, kendilerine sunulan dünyada yaşamayı daha kolay bulan küçük insanların ortaya attığı büyük bir kelimedir.
Muhammet ali Clay
*
Halil Cibran, insanlara eziyet edenleri, sömürenleri, aldatanları şiddetle kınar.
Ama sömürülenlere de yalnız acıma duygusuyla yanaşmaz: “Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorumlusu sizlersiniz; Yüce Yaratan, alnınıza diktatörleri yazmamıştı, bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz”, der. İnsanlar insanlıklarına kavuşmak istiyorlarsa, diktatörlere başkaldırmaları gerektiğini savunur.
Halil Cibran/ Ermiş/Anahtar Kitaplar Yayınevi
(GALİP BARAN; Bilinç Üniversitesi, 15. 08. 2014)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder